2011 yılı içinde 8 sergi ve 8 seminer programının 1. 11 Nisan’da kalemişi ve Çini konulu sergi ve seminerimiz yapıldı. Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde düzenlenen seminerin oturum başkanı Ahmet Zeki YAVAŞ hocamız, konuşmacı Güvenç GÜVEN hocamızdı.
Önce teknik bilgi ve eserlerden örneklerin yer aldığı bir sinevizyon gösterisi yapıldı. Çininin M.Ö.3000’li yıllara kadar dayandığını, sürekli gelişerek Türk İslâm Sanatlarıyla olumlu etkilendiğini, İznik Çinisi’nin 17. yy’ da kaybolduğunu 1940’lı yıllarda Faik KIRIMLI Hoca’nın Çabalarıyla yeniden yapılmaya başlanıldığına değinildi.
Güvenç GÜVEN Hocamız kalemişi ve Çini sanatının önceleri sarayın desteğiyle ve himâyesi altında yapıldığını belirtti. 15 ve 16. yy’ da bu sanatlar zirveye ulaşmış, 17. yy başlarında maalesef bitmiştir. Osmanlı’nın son dönemlerinde camilerde restorasyon yapılırken batı hayranlığı nedeniyle yurt dışından getirilen sanatçılarla orijinal kalemişleri bozulmuş veya üzerleri 2cm kalınlığında alçılarla kapatılarak barok usûlü süsleme yapılmıştır. Hocamız slaytlarla camilerdeki kötü restorasyonları ve düzeltilebilmiş örneklerini göstererek durumun ciddiyetini ortaya koymuştur.
Edirne’de Selimiye Camii’nde Sultanahmet Camii’nde yapılan hatalara değinen hocamız, restorasyon yapılırken Anıtlar Genel Kuruluna danışılması gerektiğini vurgulamış fakat yetkililer bunu dikkate almamış olduklarını üzülerek dile getirdi.
Çeşitli camilerden örnekler gösteren hocamız pek Çok restorasyon hatası yapılarak orijinal eserleri nasıl yok edildiğine hatta yurt dışına Çıkarıldığına değindi ve bu konudaki hassasiyetini dile getirdi.
Daha sonra Çini Sanatı hakkında bilgi veren hocamız Çininin ilk olarak İpek Yolu’yla Minğ Hanedan’ı zamanında Çin’den gelenler vasıtasıyla Türk’lerin öğrendiğini belirtti. İznik Çini’nin yapım aşamasındaki zorluklardan bahseden hocamız sır altı tekniğinin, kaybolduğunu yaklaşık 400 yıl sonra Faik KIRIMLI hoca’nın Çabasıyla yeniden yapılmaya başlandığını dile getirdi. Hocamız İznik Çini Sanatı’nı Faik KIRIMLI’dan öğrenmiştir.
Çini’de genelde soğuk renklerin kullanıldığını, 1550’den sonra kırmızı renk bulununca desenlerin ve Çinilerin zenginleştiğine anlatan hocamız pek Çok camiden örnekler gösterdi. Maalesef bazı Çinilerin restorasyon yapan birkaç kişi tarafından yurt dışına kaçırıldığını hatırlattı
Sorulan bir soru üzerine hocamız, bu sanatı eşi Nursen GÜVEN hanımefendiyle sürdükleri, İznik Çini sanatını öğretmek istediklerini fakat Çok zor ve sıkıntılı bir süreç olduğu için devlet tarafından desteklenmesi gerektiğini, sabırlı ve bunları göze alacak öğrencilerin olmadığını ifade etti.
Biz sanatseverler Güvenç ve Nursen GÜVEN Hocalarımıza bu eşsiz sergiyi görmemize vesile oldukları için teşekkür ediyor, başarılar diliyoruz.
Asiye ÇİNEMRE