Klasik Türk Sanatları Vakfı

AYŞEGÜL DEMİRKOÇ'DAN KATRE FISILTILARI

28.01.2011


Eski zamanlardan gelen
Belkide hiç bu kadar anlam yüklenmeyen,
Ruhumu besleyen
Uçsuz bucaksız bir derya, O ...

Lise yıllarında uzaktan izlemeye başlamıştım onu, sessiz ve içten ...
Vuslatın ne zaman olacağını merak eder dururdum. Bilirdim gelecek o an ama ne zaman? Hayatımın güzeline ulaşmadan önce, betona, demire ve Çelike hapsolacağımı nerden bilirdim?
Her geçen sene ona daha yakın olabileceğim umuduyla geçmişti. Günler beni ona daha da yaklaştırıyordu. Seni hayatıma dahil etmeliyim diyordum ona, Çok geç kalmadan. Her aşkı bu kadar itinayla seçemezsiniz ( bu sefer seçmiştim galiba ) . Aşık olabileceğiniz yüzlerce imge bulabilirsiniz.
Ama böylesi kolay bulunmuyor. Evet “Ebru” benim için bir aşktı.
Onca yıllık eğitim hayatımda Ebruya itafen yazdığım bu ilk mektupta, içimin titreyişini onunda hissettiğine inanıyorum. Şu satırları yazarken gülümsüyorum acaba Çok mu mübalağa ediyorum diye, ama “kesinlikle hayır” diyor, duyuyorum...
Ebruya bu denli hayran olmama vesile olan sevgili hocam Hikmet Barutçugil’dir. Onun güzel ifadeleri ebrunun gizemini gün geÇtikçe artırıyordu. Sakarya’da inşaat fakültesinde okurken sanata olan ilgim hiç azalmadı. Güzel sanatlarda Hikmet Hocanın öğrencilerinin ders veriyor olduklarını duymuştum . Açtıkları sergileri yakınen takip ediyordum . Ama ilk eğitimimi bu sanatı bana sevdiren Hikmet Hoca’dan almalıyım diyordum. Bir yandan bir an önce tekne başına oturmak için heyecanlanırken bir yandan da sabırla İstanbul’a dönmeyi bekledim. Fakülte bittikten sonra inşaat mühendisliği yapmaya başladım ama içimde ki ebru aşkını demirle betonla dolduramadım.
2005 yılında Hikmet Hocanın atölyesi Ebristan’a başladım. İlk ebru deneyimlerimi ebristanın tarihi atmosferinde edindim. Hikmet Hocanın sayesinde ebruya olan sevgim daha da yoğunlaştı. Bu camia da Fuat Başar’ın, Yılmaz Eneş’in, Alpaslan Babaoğlu’nun, Sadrettin Özçimi’nin ve Mahmut Peşteli’nin de olduğunu öğrendim.
Sanatın en güzel icra edildiği Küçükayasofya’ya tekne ve ebru malzemelerimi temin etmeye gittimde, Sevgili Mahmut Hocamla tanıştım. Kendisinin ebrularını internetten görmüştüm. Bir kaç arkadaş Mahmut hocayı ders vermesi için ikna etmeye Çalışmıştık, olmamıştı. Bir sene Ebristan’a devam ettikten sonra ebru ile ilgili yenilikleri Mahmut hocadan öğrenmeliydim. Bir sene de evde okyanus kadar büyük 35 x 50 teknemin içinde boğulmadan yüzmüş, yahut yüzdüğümü sanmıştım.
Ebrunun usta Çırak ilişkisi ile öğrenileceğini biliyordum hep. Kendi kendine olmuyordu.
Beklenilen an gelmişti. Yakın dostumdan Üsküdar’da KTSV’da yeni bir oluşumun başladığını ve orada Mahmut Hocanında ders vereceğini duydum. O gün bugündür Mahmut Hoca eşliğinde 3 yıldır eğitimimize devam ediyoruz.
Bu güzel sevgili, benim ona olan hayranlığımı karşılıksız bırakmadığı gibi, diğer sanat dallarınıda beraberinde getirdi. Hatı, tezhipi, minyatürü, katısı, osmanlıcası ve diğer dersleri ile beklediğimden Çok şey vardı. Tüm bu güzelliklerin bizlere sunulmasına vesile olan KTSV oluşumunda emeği geçen herkese bu vesile ile teşekkürü bir borç bilirim. Tarihi atmosferi, müthiş bahçesi ve güzellikleri paylaştığımız arkadaşlarımız ile şehrin merkezinde ama herşeyden uzak farklı bir dünya içindeyiz. İyi ki buradayım....
Katreyiz şu alemde. Küçük zannederiz kendimizi, ama en büyük alem, fırtınalar katrede değil midir? Bız yardımıyla suya bırakılan bir tek nokta olur sana uçsuz bucaksız bir derya...
Ebru öyle bir umman ki sayısız renk ve tekneye sığdırılamayan o güzelliği ile kağıtla buluşan her eser yeryüzündeki birbirine benzemeyen binlerce canlı gibi eşsiz ve tek. Tekneye düşen yüzlerce damlanın kardeşçe rengarenk duruşu , aynı topraklarda huzurlu ve mutlu yaşayan yüzlerce insan gibi. Bu gizemli duruşu ile insanı kendine daha da hayran ediyor. Asıl heyecanı tekne başında sonuca ulaşmak için geçirdiğimiz vakitler veriyor.
Ebru dostluklara vesile olmalıdır. Dostluklara vesile olmuyorsa bir sanat dünyanın en iyisi olsa ne yazar.
Çevremize ve ihtiyacı olan arkadaşlara Ebru aracılığı ile renklerle yaşamanın güzelliğini ifade edebilirsek ne mutlu ! Bu amaçla ilkini Üsküdar Şizofreni Derneği’nde bu sene başladığımız derslerle uygulamaya Çalışıyorum. Umarım oradaki arkadaşların hayatına da ebruli renkler katabilirim.



Bu Kategoriden...