Klasik Türk Sanatları Vakfı

BEYOĞLU'NDA KLASİK TÜRK SANATLARI SERGİSİ

18.08.2009

Vakfımız tarafından 18 Ağustos - 18 Eylül tarihleri arasında Beyoğlu Belediyesi Sanat Galerisi'nde BEYOĞLU'NDA KLASİK SANATLAR isimli bir sergi düzenlendi. Sergi açılışını Beyoğlu Belediye başkanı Sayın Ahmet Misbah Demircan ve vakfımız başkanı Sayın Ahmet Zeki Yavaş, başkan yardımcısı Sayın Muhammed Emin Demirkan gerçekleştirdi.

Beyoğlu Belediye Başkanı Sayın Ahmet Misbah Demircan'ın beraberinde Şems Çakıroğlu (Başkan Yardımcısı), Abdullah Çuhacı (Başkan Yardımcısı), Beste Gürsu (Sanat Danışmanı) bulunmaktaydı. Açılışımıza Çok sayıda davetlinin yanı sıra değerli hocalarımız ve sanatkârlarımız da iştirak ettiler.

Beyoğlu'nun geçmişten günümüze kadar gelmekte olan mistik bir atmosfere sahip oluşu hasebiyle ve sergi açılışının mübarek Ramazan ayına denk gelmesi münasebetiyle sergiye yoğun bir ilgi oldu.

Hüsn-i Hat, tezhip, ebru, kat'ı sanatlarımızın seçkin örneklerinin yer aldığı ki; toplamda 47 adet eser ve 51 sanatçının katılımıyla oluşan bu sergi ziyaretçileri hayran bıraktı.

Yazılı ve görsel basınında ilgi odağı olan sergimiz bir ay süreyle izleyen gözlere ilâhi aşkın yansımalarını izlettirirken, gönül tellerini titreten duygu sağanağını yaşattı. Sergimizin yabancı basından da takipçisi bulundu. Misafirlerimizin ortak istekleri seyretmekten büyük haz duydukları bu serginin devamlılığının sağlanması yönünde idi.

Kat'ı sanatıyla ilk kez karşılaşan bazı sanatseverlerin hayranlıkları görülmeye değerdi. Yabancı uyruklu misafirlerimizin ilgisi ise bir hayli şaşırtıcı idi. Yine bir gün yabancı uyruklu bir misafirimiz dîvanı bir yazı formunun (Ahmet Zeki Yavaş'a ait kelime-i tevhid) önünde uzun uzun durup beni de hayrete düşüren sorusunu yöneltiverdi.

"Siz Türkler neden gemilere bu kadar hayransınız?" Avrupa'yı dolaşırken birçok yerde dîvani formda yazı görmüş, hepsinin gemilerden esinlenildiğini düşünmüş son olarak Türkiye'ye gelmeden önce Bulgaristan'da bir cami-i şerif'de yine aynı formu görmüş, hem hayran kalmış hem de o formun içinde Arapça kelimeleri estetik açıdan yerleştirilmesinin mükemmeliyetine inanamamış. Formun aslında saraya ait Divân-ı Hümayun'da kullanılan yazı türü olduğu, bu yazı türünde bir belge, döküman, ferman görüldüğünde saraya ait olduğu, yani sarayda icra edildiği hemen anlaşılırdı. Günümüzde ise sanatsal olarak kullanıldığının açıklanması üzerine "Beni şaşırtmaya devam ediyorsunuz. Sizleri takip etmeye devam edeceğim, geçmişinizle bugününüz arasındaki bu köprünüz hem nostaljik hem de modern. Harikulâde" ve daha birçok övgü dolu cümleler sıraladıktan sonra tekrara geleceğini belirterek ayrıldı.

Sanat, duygu düşünce anlayışını ifade etme şekli ise, sanatkâr iç ve dış dünyasını daha doğrusu yaşadığı dünyayı, gördüğü güzellikleri gönül gözü ile seyri sefa ederken coşkusunu fırçasıyla, kalemiyle anlatmasıyla bu derin anlatımın izlerini bu sergide görmeniz mümkündü.

Duygularda yoğunlaşan, hislerde yeşererek mana kazanan sanat, sanatkârın duygu ve düşüncelerini dile getirebilmesi, onun gönlünün enginliği aşkının yoğunluğu, zekâ ve yeteneğinin sonucudur.

Yahya Kemal'in dizelerinde de yer aldığı gibi atiden maziye bir yolculuğa katılan yolcuların iç dünyasıyla zenginleşen manasına mana ve ahenk katan doyumsuz güzelliklerini yeşerten ve "iyinin düşmanı daha iyidir" dedirten, bu muhteşem yolculuğa bir Çıkmaya görün; ne yol biter (ki asla bitmesini istemezsiniz) ne yaşadığınız muhteşem güzellikler biter (ki asla bitip tükenmesini arzu etmezsiniz.)

İlâhi aşka erebilmek için Çıkılan bu yolculuktaki sanatkârlarımızın gönül verdikleri dallarda sonsuz başarı, yürüdükleri yolların sonsuz genişlikte olması ve en büyük yardımcılarının yarâdan olması dileğiyle.

Daha nice sergilerde buluşabilme ümidiyle

Allâh'u Teâla buyuruyor ki;
İnnâllahe cemilün yuhibûl-cemil.
Allâh güzeldir, güzeli (güzelliği) sever.

Ayşe Emine Sultan ÇELİK



Bu Kategoriden...