Klasik Türk Sanatları Vakfı'nın İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında hazırladığı 15 Sergi 15 Seminer programının ondördüncüsü olan ' Bir Demet Sanat ' adlı ondördüncü sergi ve seminer 12 Aralık Pazar günü saat 16:00 da Bağlarbaşı Kültür Merkezinde gerçekleşti.
Seminere konuşmacı olarak katılan Prof.Dr.Zeki KUŞOĞLU sanatın tarifini, sanat adına yapılan kültür yozlaşmasını, nelerin sanat oluşu nelerin olmayışı, eğitim ve öğretimin Türkiye’deki yeri, ülkemizde eski eserleri tashih yapacak nitelikte kişilerin olmayışı ,kişilerin mesleği ne olursa olsun kendi içinde bir sanat ruhu barındırması gerektiğini anlattı.
Prof.Dr. Zeki KUŞOĞLU hocamıza göre insan nerede ve ne şekilde olursa olsun sanatı içinde barındırması lazım. Bizde sanat, tuvalin üzerinde resim yapmak olarak anlaşılıyor. Hâlbuki biz sadece onları yani sanatı taklit ediyor gibiyiz. Taklitle sanat olmaz. Onların sanatını değil kendi sanatımızın taklidini yapalım. Kaldı ki taklit yapmak bile hüner ister. Bir eser taklit edilecekse bile o işin tekniğini kişinin bilmesi lazım. Ceddimizden kalan mirası koruyamadığımız gibi onları yurtdışına kaptırmış durumdayız. Bugün birçok müzelerde yurtdışında bizim kültürel mirasımız sergilenmekte ama biz bunun farkında değiliz. Atalarımızdan kalan kültürel mirasımızı değil geliştirmek koruyabilmeyi bile başaramadık. Bugün birçok Çeşme yazılarını, mezar taşlarını, kuşak yazılarını restore etme adı altında mahvetmiş durumdayız. Sanatı kendimiz üretmeliyiz. Kendi öz ve hür düşüncemizi objektif hale getirmemiz lazım. Bunu sanat aracılığıyla yapmalıyız. Eğitim ve öğretime gelince biz sadece öğretim tarafıyla ilgilenmişiz. Hâlbuki eğitimsiz öğretim düşünülemez. Öğretimle taşları üst üste yığarız. Ama bunun harcı eğitimle olur. Yani eğitim bebeklikten başlar, ebeveynler bu işte önemli rol oynar. Mesela bir Çeşme yazısının ortaya Çıkabilmesi için üç sanatkârın birleşmesi lazım. Hattat, müzehhib veya müzehhibe ve hattan ve tezhipten anlayan taş oymacısı. İyi bir yazı kalıbı olsa bile oymacı kötü işçiliğiyle onu yazıyı mahvedebilir. Bu sadece bir örnek diğerlerini siz düşünün.
Bütün bu konuşmalardan yola Çıkarak bana göre eğer eski eserleri toplayıp aslına uygun restore edebilsek ve onlardan yola Çıkarak kendi düşüncemizi yansıtarak farklı eserler Çıkartabiliyorsak sanat icrâ etmiş oluruz. Batının sanatını taklit ederek sanat üretilmez. Fikir üreticisi olmamız lazım. Sanata bakış açımızın değişmesi gerekir. Ülkemizin bu Çıkmazlıktan Çıkabilmesi için öncelikle fertlerin iyi bir eğitim alması gerekmektedir. Bunu ancak eğitimle aşacağımıza inanıyorum. Bu konuda Klasik Türk Sanatları Vakfı’nın güzel Çalışmalarını asla görmemezlikten gelemeyiz. Prof.Dr. M. Zeki KUŞOĞLU hocamız bu konuyu gerçekten Çok güzel bir şekilde anlattı.
Güzel tarihimizin güzel mirasına sahip Çıkabilmemiz dileğiyle Allah’a emanet olun.
Osman ÇİçEK