Klasik Türk Sanatları Vakfı

MEDİNE'de HATTATLAR BULUŞMASI

08.05.2011

Rahman, Rahim Allah adıyla

Allah'ın lütfû ve keremi ile 23.04.2011 tarihinde Medine-i Münevvere Kur'ân-ı Kerim Matbaası tarafından organize edilen "Dünyanın en tanınmış Kur'ân Hattatları buluşması" adlı sempozyuma katılmak üzere Medine-i Münevvere'ye yollandık. Akşam saat 18.20 de ulaştık. İki saat kadar süren giriş işlemlerinden sonra Mescid-i Nebevi'nin kuzeyine düşen Darul'iman otelinde ayırtılan odalarımıza yerleştikten sonra ilk iş olarak insanlığın efendisi, peygamberlerin sonuncusu ve hepsinin efendisi'ni ziyaretle müşerref olduk.

24.04.2011 günü ikindi namazını müteakib davet sahibi Kur'ân-ı Kerim Matbaasını ziyaret ettik. Girişte Kur'ân-ı Kerim'in yazılış sürecini konu alan bir video sunumundan sonra şu anda dünyanın en büyük Kur'ân matbaası olan muazzam tesisi ikinci kat balkonundan kuşbakışı gezdik. Bu arada ev sahibi adına bizi gezdiren görevli şahsın tesisi bazı görsel malzemeler eşliğinde yaptığı tanıtım konuşmasını değerli hattat Mehmed Özçay Türkçeye tercüme etti. Bu tanıtımın özeti şu idi: Resm-i Osmanî kurallarına göre yazılan mushaflar yaklaşık 60x40 ebadında yazılıyor, Kur'ân-ı Kerim imlâsı alanında yetkili ilim adamları tarafından defalarca gözden geçiriliyor, göze takılan en küçük bir hata düzeltiliyor, komisyonun basılabilir raporundan sonra basıma geçiliyor, basılanlar da kontrol ediliyor, hatalı basımlar yine hassasiyetle gözden geçirildikten sonra cildlenip dağıtıma geçiliyordu.

Aynı matbaada farklı kıraatlara göre de Kur'ân-ı Kerim yazılıyor, bu nüshaların her biri yine aynı dikkat ve itina ile defalarca gözden geçiriliyordu.
Program bitiminde matbaanın bastığı bu mushaflardan rahle boyu birer aded ziyaretçilerin tamamına hediye olarak verildi. Bugünün programı tamamlanmış oldu.
26.04.2011 günü sabah 11.00’de sempozyumun açılış oturumu yapıldı. Bu oturumda Matbaa müdürü ve İslâmi Hizmetler ve Vakıflar Bakanı açılış konuşmalarını yaptılar. 
Altı iş günü olarak düzenlenen sempozyumun sabah oturumları 09.00-10.00 ve 10.30-12.00 saatlerinde, akşam oturumları ise 17.00-18.00 ve 21.00-22.30 saatlerinde oluyordu. Yani günde toplam dört oturum düzenlenmişti. Sempozyuma her türden hat eseriyle katılan ikiyüzseksen davetlinin kırksekizi Türkiye’den katılan erkek ve kadın hattatlarımız ve müzehhiblerimiz idi. Medine Meridyen Otelinin iki büyük salonunu hemen hemen hiç aralık bırakmadan sıkı dizilerek dolduran altı yüzden fazla hat eseri sergilenmişti. Bu levhalardan tamamı Medine Emîri Abdülaziz bin Macid Bey tarafından birer birer gezildikten sonra elli aded kadarı yine emir (vali) tarafından satın alındı. Sergi salonlarının ikincisinde ise katılımcıların eserlerinin birinci salona sığmayanlarıyla müzelerden ve özel koleksiyonlardan getirilen ve biri Şevki, biri Şefik efendi'ye, diğeri Sultan İkinci Mahmud'a aid zerendud levhalar, bazı Kur'ân-ı Kerim ve cüzler sergilendi. Aynı sergi salonunda konuyla ilgili tarafların yayınlarını ve atölyelerini tanıttıkları standlar yer aldı. 

Bu ikinci salonu ziyaretimiz esnasında karşılaştığımız Kral Abdülaziz Kütüphanesi müdürü bizi kütüphanedeki Kur’ân-ı Kerim bölümünü ziyaret için davet etti. Türk hattatları olarak sempozyumun ikinci gününde kütüphanenin bu bölümünü ve Sultan Abdülmecid dönemi Şeyhulislamı Arif Hikmet Efendi’nin kütüphanesi Türk hattatları tarafından ziyaret edildi. Merhum Ali Ulvi Kurucu Bey'in bu kütüphane ile ilgili olarak naklettiği kısa not: Bu aziz vatanın yetiştirdiği büyük insanlardan biri olan Arif Hikmet Bey yaşlandığı zaman ömür boyu topladığı beş bin yazmadan oluşan kütüphanesini İstanbul'a mı, Kudüs'e mi vakfedeceğine karar veremiyor. Nereye vakfedeceği hakkında istihâre yapıyor. İstihâresini Hz. Peygamber Efendimiz şereflendirerek kitapları bir kütüphane de yaptırarak Medine-i Münevvere'ye vakfetmesini emir buyuruyor. Arif Hikmet Efendi Kubbe-i Hadra'nın tam kıble tarafında bulunan ve zamanıyla Hz.Hasan ve Hüseyin radıyallahu anhüma'nın evlerinin bulunduğu yere zarif bir Osmanlı eseri olan kütüphane binasını yaptırdıktan sonra kitapları develere yükleyerek Medine-i Münevvere'ye naklediyor ve vakfediyor. Bu kütüphane Mescid-i Nebevinin son genişletme projesi kapsamında yıkılarak kitaplar adı geçen kütüphanenin müstakil bir bölümüne taşınmış olup orada itina ile korunmaktadır.

Sempozyumun birinci günü açılış oturumundan sonra akşam 17.00-18 oturumunda Kur'ân-ı Kerim Matbaası hattatı Osman Taha Bey'in özgeçmişiyle başlayan hayat ve sanat tecrübesi konulu sunumu kendisi tarafından yapıldı. Bu oturum dâhil daha sonraki oturumların tümü sergiye üç aded hat eseriyle katılan Ali Hüsrevoğlu tarafından Türkçeye, Türkçe yapılan sunumlar da Arapçaya canlı tercüme halinde sunuldu. Arapça bilmeyen katılımcılar için aynı anda İngilizce tercüme yapıldı. Bazı konuşmacılar sunumlarını kendi dillerinde yaptıklarından bunlar önce Arapçaya sonra Türkçe ve İngilizceye tercüme edildi.
Birinci günün ikinci oturumunda konuşmacı Dr. Yusuf Zünnun Bey idi. Asırlar boyunca Mushaf yazımının gelişmesi konulu sunumunu yaptı.

27.04.2011 günü sabahı ilk olarak Dr. Hattat Nasır Meymun'un sanat tecrübesi konulu sunumu, ikinci olarak Türkiye'de IRCICA kısa adıyla bilinen İslâm Sanatları, Kültür ve Tarihini Araştırma Kurumu Genel Müdürü Prof. Dr. Halid Eren Bey'in kurumun bu konuda yaptığı Çalışmaları detaylı bir şekilde anlattığı oturum gerçekleştirildi.

Aynı günün akşamı birinci oturumda Türk Tezhib sanatkârı Fatma İbrahimağaoğlu tezhib özgeçmişini ve aile Çevresini, sanatına nasıl merak sardığını ve ne şekilde öğrendiğini, sanatında bugüne kadar nasıl geldiğini anlattı.

Akşamın son oturumunda ise dört akademisyenin katıldığı "Hattatlar ve Bilgisayar programcıları açısından Mushaf yazımında karşılaşılan problemler" ele alındı. Konu daha Çok Arap harflerinin ve harekelerinin bilgisayar ortamına aktarılması sırasında gelişen problemler merkezli ilerledi.
28.04.2011 günü öğleden önce ilk oturum olarak Mağribi hattıyla altı mushaf yazan Dr. Humeydi Bel'ıyd'ın hayat ve sanat tecrübesi konulu oturum gerçekleşti. Ondan sonra Prof. Dr. Yahya Cüneyd Bey Mushaf yazımında Çin'de yapılan Çalışmalar konulu sunumunu yaptı. 
Öğleden sonra Medine Emiri Abdülaziz bin Macid Bey emirlik (valilik) binası kabul salonunda ikiyüzseksen katılımcıyı kabul ederek yaptığı kısa bir konuşmada; Suudi Arabistan Krallığı tarihinde bir ilki gerçekleştirdiklerini ve bu toplantının her dört yılda bir tekrar edilmesi dileklerini beyan etti. Dünyanın dört bucağından davet ettikleri en tanınmış hattatları Kur'ân vahyinin indiği, Hz.Peygamberin hicret yurdu olan Medine-i Münevvere'de gerçekleştirmenin farklı bir anlam taşıdığını ve bu programı gerçekleştirmekten mutlu olduklarını, bu kabulü de hem İslâmi Hizmetler Bakanlığı, hem de Kral Abdullah bin Abdülaziz adına yaptığını dile getirdi. Konuşmasının bitiminde katılımcılardan her biri adına düzenlenmiş bulunan teşekkür belgelerini ve plaketlerini verdi. Bundan sonra Osman Taha Bey'in yazdığı bir celi sülüs yazı kendisi tarafından, IRCICA'nın tıpkıbasımını yaptığı Hz. Osman Mushafı’nın bir nüshası IRCICA adına Muhammed Temimi Bey tarafından, Risale-i Nur Külliyatının Arapça tercümesinden bir takım Muhammed Said Özdemir adına Muhsin Demirel tarafından Emir Abdülaziz bin Macid Bey'e hediye edildi.

Aynı günün akşamında dört akademisyenin katıldığı Mushaf yazımında Arap harflerinin taşıdığı anlamlar, onu yaşatan ve olgunlaştıran etkenler ve kendine has özellikler konunu forum gerçekleştirildi.

29.04.2011 günü cumaya rastladığı için resmi tatil idi.

30.04.2011 günü öğleden önceki ilk oturumun konuşmacısı Türk Hattat Hasan Çelebi hayat ve sanat tecrübesini, bu sanata nasıl merak sardığını, hangi hocalardan ne şekillerde istifade ettiğini ve bugünlere nasıl geldiğini anlattı. İkinci oturumda ise Prof. Dr. Abdullah Abduh Fetini bey Arap yazısının türleri, bu yazının güzelliğinin zevkine nasıl varılacağı konulu sunumunu yaptı.

Aynı günün akşam oturumlarının birincisinde İspanyol asıllı kadın hattat Nuriye Garsiya Masib hanım iyi bir ressam iken hat sanatıyla tanıştıktan sonra neden resmi bıraktığını, ve hat sanatını öğrenme ihtiyacını neden duyduğunu, neden Müslüman olmaya karar verdiğini, bu sanatı öğrenmek için önce Amerika'ya (Hasan Çelebi'nin talebesi) Muhammed Zekeriyya Bey'e gidip ondan öğrenmeye başladığını, daha sonra Fas'a gidip uzun süre hat dersi aldığını, daha sonra İstanbul'a gelip usta hattatlardan istifade ettiğini detaylı anlattığı sunumunu yaptı. Akşamın İkinci oturumunda ise Iraklı Dr. Salah Şirzad bey "Hat sanatının içinde bulunduğu gerçek ve bu sanatı diriltmenin yolları" konulu kıymetli sunumunu yaptı.

01.05.2011 günü sabahı ilk oturumda müzehhip Dr. Abdullah Hanif bey Kur'ân Matbaasında Osman Taha Bey'le tanıştıktan sonra ondan hat öğrenip onun yazdığı Mushafı süslemek maksadıyla, süsleme sanatına merak sardığını ve bu sanatı öğrenip şu anda basılan mushafların süslemelerini yaptığını anlattı. 

Sabahın ikinci oturumunda ise Medine'deki Kur'ân matbaasının bilgisayar yazılarının Medine Mushafı’nın yazımında kullanılabilmesi için uyumlu hale getirilmesi projesi adlı sunumu yapıldı.

02.05.2011 günü saat 13.00-14.00 arası kapanış oturumu yapıldı. Bu oturumda bütün dünyada bulunan mushaf hattatlarının dikkat ve riayet etmeleri gereken kuralların neler olması gerektiği ve yazılan bütün mushafların Resm-i Osmanî'ye uygun olması zarureti üzerinde duruldu. Organize hazırlıklarının on beş ay sürdüğünün dile getirildiği bu oturum ile sempozyum tamamlanmış oldu.

Aynı günün akşamında umre yapmak maksadıyla önce Zülhuleyfe mıntıkasında bulunan Mikat Camii'ne uğranarak umreye niyet edildi sonra dört otobüsle Mekke-i Mükerreme'ye yola Çıkıldı. Gece yarısına kadar devam eden yolculuk sonunda Mekke Haremi doğu yönünde bulunan Meridyen otele inilerek müsait olan ilk fırsatta herkes umre ibadetini yerine getirdi. Devam eden günlerde bazı ziyaretler yapıldı. 05.05.2011 günü Mescid-i Haram'da kılınan sabah namazını müteakib yine otobüslerle Cidde havaalanına ulaşılarak oradan İstanbul'a dönüldü.

Bu organizenin Türkiye tarafını temsil eden, kısa adı İSAV olan İslâmi İlimler Araştırma Vakfı Müdürü ve yönetim kurulu üyesi olan muhterem Ahmed Yıldız Bey, programa katılacak arkadaşlarımızın belirlendiği ilk Çalışmalardan İstanbul'a dönünceye kadar her arkadaşımızla birer birer iletişim kurmak, ev sahibi tarafla yapılması gereken görüşmelerin tamamını sabırla ve derin bir hoşgörü ile ve hiçbir kimseyi zerre kadar incitmeden, en küçük aksaklığa meydan vermeden yöneten, yolculuğun her merhalesinde gözlerde ve gönüllerde Çok güzel izler bırakan bir mümtaz insan olarak yerini aldı. Bütün katılımcılar adına kendisine candan teşekkürü borç biliriz.

Ali HÜSREVOĞLU
Fotograflar: Ahmet Zeki YAVAŞ



Katılımcı Listesi:
Abdulhamit Yılmaz
Abdullah Gün
Abdurrahman Depeler
Adem Sakal
Ahmet Koçak
Ahmet Zeki Yavaş
Ahmet Yıldız
Ali Hüsrevoğlu
Ali Toy
Ayten Tiryaki
Davut Bektaş
Deniz Oktem Bektaş
Fatma Özçay
Fatma Yıldız
Gülsüm Gügercin
Hasan Çelebi
Hüseyin Öksüz
Hilal Kazan
Levend Karaduman
M. Hüsrev Subaşı
M. Savaş Çevik
Mehmet Arif Vural
Mehmet Memiş
Mehmet Özçay
Muhammed Yaman
Mustafa Parıldar
Mümtaz Seçkin Durdu
Naciye Subaşı
Nalan Kutsal
Nazire Kaya
Nurullah Özdem
Osman Özçay
Ömer Faruk Özoğul
Recep Muhsin Demirel
Selim Türkoğlu
Seyit Ahmet Depeler
Süleyman Berk
Talip Mert
Turan Sevgili
Yusuf Sezer
Zakir Gökgöz



Bu Kategoriden...