NİHAL ONAY İLE TEZHİP SANATI ÜZERİNE SOHBET

Nihal Onay kimdir?
Rumeli kökenli memur bir ailenin kızı olarak, babamın öğretmenliği dolayısıyla bulunduğu Sakarya'nın Karasu ilçesinde dünyaya gelmişim. Günümüze göre Çok güzel bir Çocukluk yaşadığımı düşünüyorum. İlk, orta ve lise tahsilimi Adapazarı'nda tamamladıktan sonra, üniversite sınavlarında tek hayalim olan tıp fakültesini kazanamadım ve tekrar denemek üzere bir yandan sınavlara hazırlanırken diğer yandan da bir bankada memur olarak Çalışmaya başladım. Ama kısmete bakın ki, ben kendimi üniversitede hayal ederken, aldığım güzel bir evlilik teklifiyle mutlu bir aile yaşantısında buldum. Evliliğimle birlikte iş yaşantım da sona ermiş oldu. Dünyaya gelen üç Çocuğumu da en güzel şekilde yetiştirmeye Çalıştım. Bir erkek iki kız annesi, bir de şirin mi şirin Fatma Berra’mın babaannesiyim.


Tezhip sanatıyla tanışmadan önce hangi işlerle meşgul idiniz ve bu sanata başlama hikâyenizi anlatır mısınız?
Çocuklarımı büyüttükten sonra pasta, börek günlerinden fazla zevk almadığım için daha yararlı arayışlar içine girdim. Lisede fen bölümünden mezun olmuştum ama edebiyat ve tarih, bilhassa Osmanlı tarihi en sevdiğim dersler arasındaydı. Resme olan özel yeteneğimi de hocalarım söylüyorlardı. Bu doğrultuda kendime uygun bir sanat dalıyla ilgilenmeye karar verdim. Ama bu resim değildi, daha mistik bir şeyler olsun istiyordum. Bir arkadaşım vesilesiyle Milli Gençlik Vakfı’nın hat, tezhip ve Arapça kurslarından haberim oldu. Niyetim Hüsn-i Hat idi ama ne yazık ki o zamanlar vakıf hat hocası bulamadığı için bu kurs açılmadı. Ben de yazmasam da bu güzel yazıların etrafını süslerim diyerek Arapça ile birlikte tezhip derslerine kayıt oldum. Arapça dersimiz bir senenin sonunda hocamızın başka bir ile tayini ile sona erince kendimi tamamen tezhip sanatına verdim. Hocamız Mukaddes Can tezhibin bir virüs olduğunu vücuda girdikten sonra kolay kolay Çıkamayacağını söylerdi; haklıymış, on senedir bu sanatla büyük bir zevk alarak uğraşıyorum. Milli Gençlik Vakfı’nda başlayan tezhip serüvenim İlim Yayma Cemiyeti ve Pendik Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi'nde aynı hocayla beş sene sürdükten sonra, Gaye Vakfı'nda Ayşenur Kadakçı Velioğlu'yla devam etti. Halen de aynı hocamla Klasik Türk Sanatları Vakfı'nda Çalışmalarımı sürdürmekteyim.


Klasik Türk Sanatları Vakfı'nın size kattıkları nelerdir?
Vakıf, bildiğiniz gibi, hat, tezhip, minyatür, ebru vb gibi Çeşitli sanat dallarını kapsayan eğitimler veriyor. Böylelikle bir yandan bizlere belli bir alanda branşlaşma imkânını verirken, diğer yandan da belli periyotlarla aldığımız derslerle, kendi ana dallarımızın dışında diğer sanatlar hakkında nazari bilgiye sahip olmamızı sağlıyor. Bunların yanı sıra haftada bir gün aldığımız temel sanat eğitimi dersi, ayrıca seminerler, sergiler ve Çeşitli aktiviteler, vakfımızın eğitimimiz için gösterdiği ciddiyet ve gayreti ortaya koyuyor. Kurulmasında emeği geçenlerden Allah razı olsun, hocalarımızın da gayretini arttırsın.


Sanatınızla ilgili olarak ileride kendinizi nerede görüyorsunuz, bunun yanında ilgi duyduğunuz ve öğrenmeyi düşündüğünüz başka sanat dalları var mı?
Aslını söylemek gerekirse, tezhibe başladığım ilk yıllarda bu kadar ilerleyebileceğimi düşünmüyordum. Hatta romatoid artirit hastası olduğum için, doktor yakın bir zamanda bu işi bırakmak zorunda kalacağımı söylemişti. Ancak azim ve kararlılıkla devam ederek on küsür yıldır bu sanat dalıyla uğraşmaktayım… Artık bundan sonra da, hocamın da katkılarıyla elimden geldiğince ulaşabileceğim en iyi seviyeye gelmek istiyorum. Onun için durmak yok yola devam... Tezhibin yanı sıra minyatür de ilgimi Çeken sanat dalları arasında. Zaten ikisinin kardeş olduğunu düşünenlerden biriyim. Ancak özel bir gayret gerektirdiğini de biliyorum. Onun için vakit ve fırsat bulabilir miyim bilemiyorum ama Allah nasip ederse üzerine eğilmek istiyorum.


Klasik sanatlarımızın bir bölümü olan tezhip sanatını seçen biri olarak bu sanatlara ilgi duyanlara bir tavsiyeniz var mı?
Klasik sanatlarla ilgilenmek isteyenlerin bu işe bir hobi gözüyle bakmaktan ziyâde gerçekten isteyip istemediklerini irdeleyip, sonrasında büyük bir sabır ve gayretle Çalışmaları gerektiği kanaatindeyim. Bu arada yakın Çevrenizdeki kişilerin de size olan maddi-manevi desteği Çok önemli. Ben bu noktada aileme ve özellikle de eşime Çok teşekkür ediyorum. En büyük motivasyonu eşimden gördüm, halen de görmekteyim. Allah başımdan eksik etmesin.
Sonuç olarak ben bu sanat dalıyla hemhal olmaktan Çok mutluyum. Her Çalışmamdan sonra kendimi Çok rahatlamış ve üzerimdeki kötü enerjilerden arınmış hissediyorum. Bana emeği geçen hocalarıma ve özellikle de şu andaki hocam Ayşenur Kadakçı Velioğlu'na minnet duygularımla teşekkürler ediyorum.