Klasik Türk Sanatları Vakfı

NUSRET ÇOLPAN HOCAMIZ

14.05.2009

Değerli Hocamız Nusret Çolpan:

Mimar ve minyatür sanatçısı Nusret Çolpan, geçmişiyle uzun süreli bir hafıza kopukluğu yaşayan Türk minyatür sanatında kendi oluşturduğu uslübunda başarıyla yol almış ve çok sayıda özgün eser meydana getirmiştir. Klasik Türk sanatları içerisinde önemli bir yere sahip ve bizi, bize en güzel şekilde anlatan bu sanatımızı yeniden hatırlama, tanıma, gelecek nesillere aktarmada önemli bir sorumluluk üstlenmiştir. 

Nusret Çolpan eserlerini meydana getirirken; sanatından etkilendiği Matrakçı Nasuh’un şehir belgeleme ustalığını, hocası Ord. Prof. Dr. A.Süheyl Ünver’den örnek aldığı arşiv oluşturup kaydedip biriktirme özellliğini, mimari eğitimin verdiği kompozisyonda çözüm üretme yeteneğini, yaradılışdan gelen fikir zenginliğini nakkaş titizliğinde birleştirerek bunları tüm eserlerine yansıtmıştır. Minyatürlerindeki zenginlik ve yoğunluk; şehri, mekanı, tarihi, hikayeyi, mevsim ve zamanı bir çalışmanın içinde bütün olarak ele almasındandır. Bu da sanat birikiminiz, yeteneğiniz ve başarılı kompozisyon oluşturabilme yetkinliğiniz yanında ayrıca çalıştığınız konuya hakim olma, yeterli bilgiye ve arşive sahip olmak ile mümkündür. 

Küçük yaşlarından itibaren resim yeteneği bilinen ve desteklenen Nusret Çolpan, ahşap kaşıkların üzerine yaptığı çalışmalarında geleneksel sanatları tanımamasına rağmen çok incelikli işler yapmıştır. İlk çalışmalarında bile tarihi konular ve şehir ön plandadır ve bu eserlerde daha yalın olsa da minyatürlerde olduğu gibi tarihi, birkaç konu ve hikayeyi beraber anlatma çabası vardır. Üniversite döneminde ve sonrasında ise istenilen konuya göre araştırıp çalışılmış çok sayıda afiş, dergi kapağı ve broşür tasarımları bulunmaktadır. Suluboya çalışmayı hep sevmiştir, doğadan hemen gözlemleyip, çizip, boyadığı bu çalışmaları ilk dönemlerinde oldukça fazladır. 

Sanatının her döneminde tarihimize ait olan konulu çalışmalar yapan Nusret bey, Dışişleri Bakanlığı için yaptığı ve tüm Osmanlı tarihinin anlatıldığı sekiz ayrı parçada her bir dönemin tarihini, önemli olaylarını, kişilerini ve gelişmelerini beraber iyice araştırarak çalışmalarına özenle yansıtmıştır. Tarihi konulu eserleri savaşlardan, peygamberlerin hayatına, şehirlerden efsanelere kadar oldukca geniş ve farklı alanlardadır.

Nusret Çolpan’ın minyatür aşkına denk düşebilecek şey, herhalde İstanbul’dur. Aklına nakşettiği bu şehrin her noktasını tarihiyle, konumuyla beraber çok iyi bilir ve herhangi bir eseri anında her yönüyle ve çevresiyle beraber resmedip, birde tarihi ve hikayesini de anlatabilirdi. Çok farklı dönem ve açılardan çalıştığı İstanbul’da hikayelerin ve tarihi gerçeklerin doğruluğuna, binaların konumuna çok dikkat ederek çalışmıştır. İstanbul minyatürlerinde geçmişi çalıştığı gibi, çok daha zor olmasına rağmen gününümüzü de anlatmayı başarmıştır. Minyatürlerinde Kapalıçarşı’nın karmaşasına dalmadan hareketliliğini, Haydarpaşa’nın dinamiğini, Beşiktaş’ın ruhunu veya Levent’in gökdelenlerini hisseder, Galata Mevlihanesi’nden birden Konya’ya bağlanırsınız. 

Mevsimleri ise çok severek kullanmış ve aynı yeri konu alan çalışmaları kış, ilkbahar veya sonbahar olarak çalışıldığında bambaşka bir ruha bürünmüştür. Geceyi nakşettiği minyatürler ise tamamen kendine özgü çalışmalardır. Bir çok farklı zaman, mekan ve hikayeyi bir arada anlatmasına olanak sağlayan spiral formu kullandığı çalışmaları ise neredeyse onun sanatıyla özdeşleşmiştir. 

Mevlana’nın hayatının belirli konu başlıklarıyla işlendiği bir minyatür serisi, Hz.Mevlana’nın Hayatı Belgeseli için çalışılmış ve bu minyatürler animasyon olarak gösterilmiştir. Mevlana’nın hayatı sırasıyla; ailesinin Belh’den ayrılışı, Konya’ya gelişi, Şems ile karşılaşması, ayrılığı, Mesnevi’nin yazılması, Sudaki kitaplar, Sema, Konya, Mevlana’nın Hakk’a kavuşması, Kabri gibi çeşitli konu başlıklarıyla resmedilmiş ve sergiyi ziyaret edenler Mevlana’nın hayat hikayesi içerisine adeta gezinmiştir. Ayrıca Mukaddes Emanetler Belgeseli için hazırlanan ve bu emanetlerin Topkapı Sarayına getirilişi, Kabe, Veysel Karani Hazretlerine Hırka-ı Şerif’in verilişi, destimal töreni gibi değişik konuların çalışıldığı bir minyatür serisi vardır. 

Nusret Çolpan’ın ülkemizin birçok şehrini çalıştığı minyatürlerinde; o bölgenin iklim, tabiat ve doğal özelliklerini, coğrafi dokusu ile önemli tüm tarihi eserlerini doğru olarak tek parçada görmeniz mümkündür. Ankara, İznik, Bursa, Çanakkale, Divriği, Konya ve daha bir çok şehrimizi çalışmıştır.

Farklı malzemeleri her zaman cesurca deneyip, sanatta tüm yeniliklere açık olan Nusret Çolpan; zemin olarak ebruyu kullandığı zaman minyatürü onun akışına göre yerleştirmiştir. Yaygın olarak suluboya yada guaj ile yapılan, ama artık kitap arasından çıkıp duvarlara konulan minyatürü yeni malzemelerle ve büyük ebatlarda çalışmıştır. Türk Minyatür sanatının, yurtdışında da bilinmesinin ve kabul görmesinin önemini kavramış ve gezdiği birçok ülkedeki talebin de daha kalıcı bir malzeme olan tual üzerine yağlı boya veya akrilik olduğunu görerek daha ömürlü bu malzemeleri yine bir nakkaş inceliğinde çalışmıştır. 

Çalışmaları yurtdışında, çok daha önce ve daha fazla ilgi görmüş olan Nusret bey, birçok dünya şehrini de minyatür disiplini içerisinde tüm önemli özellikleriyle beraber çalışmıştır. Bu minyatürler bizim sanatımızın kabullenilmesi, dar kabuğundan çıkması ve orada yaşayanların kendi coğrafyalarını başka bir kültürün gözünden algılaması açısından çok önemlidir. Onun minyatürlerinde; New York’un azametini başka bir minyatüründe karamış bulutlar sararken, bu bulutlar Mekke’de aydınlanmış, Kudüs’ün hüznünü bir mücevher kutusu gibi sarmış, Tokyo’da ise Japon resminin karakterine bürünmüştür. Paris, Köln, Bosna, Venedik, Moskova, Buhara çalıştığı dünya şehirlerden bazılarıdır. Bazen de iki ülkenin özelliklerini tek çalışmada birleştirmiş veya tüm islam dünyasının önemli eserlerini birarada tek eserde anlatmıştır.

Çini, her zaman kalıcı, mimari tarihimizde hep kullanılmış olan ve bizim kültürümüze ait olan çok önemli bir sanatımızdır. Nusret Çolpan’ın tasarladığı çini üzerine minyatür çalışmaları ile bu sanatın geniş dış mekanlarda kalıcı olarak halkla buluşması sağlanmıştır. Bu çiniler üzerinde; yerleştirileceği mekanın ve yerin özelliğine göre istenen konuyu, tarih ve hikayeyi bir bütün olarak ele alıp tek panoda anlatmıştır. İstanbul Metrosu istasyonları, Kadir Has üniversitesi, Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Beykoz İskelesi, İstanbul İSKİ tesisleri, İstanbul Adliye Sarayı ile ayrıca yurt dışında da Yunanistan Ayvanoz manastırında, Dubai Zaebel tekno parkında, Bankong Türk Bahçesinde minyatür tasarımları büyük boyutlu olarak çini üzerine çalışılmıştır. Taksim tünel girişinde bulunan en son çalışmasında ise, yüzyıl önceki bir fotograftan o dönemin tüm binalarını ve özelliklerini birebir çizerek tasarlamış ve bu eseri çini üzerine aktarılmıştır. 

Farklı malzemeleri kullanma gayreti, Beykoz Cam Ocağı’nda cam üstüne minyatür boyama denemeleri ile devam etmiştir. TBMM Konukevi’nde bulunan büyük bir duvar seramik panosunda; Türkiye resmi üzerinde tarihimiz, kültürümüz, doğal ve yöresel özelliklerimiz birarada anlatılmıştır. İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin düzenlediği Lale festivali kapsamında, maket bir lale üzerine yaklaşık onbeş İstanbul minyatürü, hiç kolaya kaçmadan birebir ve titizlikle çalışılmış, çok kıymetli bir eser meydana gelmiştir.
Bu sanatın halk tarafından benimsenmesi, anlaşılması ve sevilmesi için dış mekan çalışmalarını her zaman önemseyen Nusret Çolpan, Topkapı Sarayı, Gülhane parkında bulunan duvar üzerinde, oldukca zahmetli ve yorucu bir çalışma ile İstanbul’u işlemiştir. Ayrıca tramvay duraklarına konulan Nusret bey’e ait çalışmalar ile olduğunuz semtin hikayesini bir minyatürde görmeniz mümkündür. Halkla bütünleşen bu çalışmalar, her zaman turistlerinde çok ilgisini çekmiştir.

En son yaptığı çalışma olan ve Gülhane parkında bulunan İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi’nin tüm görsel panolarının tasarımları Nusret Çolpan’ın fikirleri, emeği ve çalışmaları ile doludur. İki metreden yirmiyedi metreye kadar farklı boyutlarda olan ve özel tekniklerle basılan bu çalışmalarda minyatürler aracılığıyla botanikten eczacılığa, astronomiden mekaniğe ve tıbba kadar bir çok bilim dalının tarihi anlatılmaktadır.

Nusret Çolpan, otuzbeş yıllık sanat hayatına çok farklı boyut, malzeme ve teknikle çalışılmış olan dörtyüzden fazla eser sığdırmıştır. Günde on saatten fazla çalışmadan, ömrünü bu işe adamadan ve yüzlerce eser üretmeden bu sanatta söz sahibi olunamayacağına inanırdı. Her zaman çok çalıştığı bu yolda ne gecesi, ne de gündüzü vardı. Kimseye hayır demediği, herkes için bir çözüm ürettiği, hoş karşıladığı kapısında çok yoğun işleri arasında her zaman öğrencilerine vakit ayırmış, sahip çıkmıştır. Nereye davet edilirse gitmiş, hiç kimseyi geri çevirmemiş ve bunlar için hep kendi sınırlı vaktinden fedakarlık etmiştir. Okullarda ve kurumlarda seminerler vermiş, öğrencilerle minyatür çalışmaları yapmış, atölyesi ziyaretcilerine hep açık olmuş, döküman isteyenlere olumlu cevap vermiş, içindeki zenginliği herkesle paylaşmıştır.

Her zaman çok çalışkan olan ve güler yüzünü, neşesini, iyi niyetini de kimseden esirgemeyen, asiliği sabrıyla, görgüsüzlüğü edebiyle, önyargıyı ise demokratik duruşu ve sessizliği ile terbiye etmeye çalışan Nusret Çolpan hocamız kabul görmek için özellikle uğraşmamış ve yaptığı işlere, iyiliklere ve de eserlerine taktiri hiç bir zaman kuldan beklememiştir. Değerli sanatkarımız ve hocamız, misyonunu devam ettirecek olan vefalı öğrencileri, iyi niyetini gösterdiği gönül dostları, hayırla anılan bir isim bıraktığı ailesi ve çok sayıda ki güzel eseriyle her zaman aramızda olacaktır. 


 Gülçin Anmaç




Bu Kategoriden...