Klasik Türk Sanatları Vakfı

SALİHA SULTAN SEBİL ÇEŞMESİ

15.03.2010

"Vâlide Sultânın iç hayrîna mâ"

Küçük kız, o küçük Çeşmenin başında iki gözü iki Çeşme ağlıyordur. Derken, Çeşmenin yanında gayet süslü bir araba durur. Arabadaki hanım, küçük kızı Çağırıp neden ağladığını sorar. Evine su götüreceği testi kırılmıştır. Hanım, atlas kesesini Çıkarıp kıza para vermek ister. Küçük kızın cevabı şaşırtıcıdır: "Ben, testi kırıldı diye değil, eve su götürmeyi beceremediğim için ağlıyorum" der.

Arabadaki hanım, 1648-1687 yılları arasında Osmanlı tahtında oturan Sultan Dördüncü Mehmed (Avcı Mehmed)'in eşi ve Şehzâde Mustafa'nın (Sultan İkinci Mustafa, hükümdarlık dönemi: 1695-1703) annesi Mehpâre Emetullah Râbia Gülnûş Vâlide Sultan (1647?-1715)'dır. Küçük kızın cevabı Vâlide Sultan'ın hoşuna gider. Kızı saraya aldırtır ve 1695'de, aynı yıl saltanat süresi başlayan oğlu Sultan İkinci Mustafa'yla Sâliha Sebkatî'yi evlendirir.

1680'de dünyaya gelip 59 yıl yaşadıktan sonra 1739'da vefat eden Galata-Arap Câmii Mahalleli küçük Sâliha, hâmileliği sırasında, Çocukluk semtindeki o küçük Çeşmenin yerine muhteşem bir Çeşme yapılmasını hayâl eder. Bu hayâli, 1696 yılında dünyaya getirdiği Şehzâde Mahmûd'un, Sultan Birinci Mahmûd olarak tahta Çıktığı (hd: 1730-1754) zaman gerçekleşir. Sâliha Sebkatî Vâlide Sultan adına; Azep Kapısı (Azapkapı), Hacı Avar, ve Hacı A'mer olarak da anılan Arap Câmii Mahallesi'nde, muhtemelen Hâssa Mimarbaşı Kayserili Mustafa Ağa'ya o güzeller güzeli sebil-Çeşme yaptırılır. Sâliha Sebkatî Vâlide Sultan'ın aynı semtte bir sıbyan mektebi (1957'de yol açılırken yıktırılmıştır), Tophane-Firuzağa Mahallesi Kādirîler Yokuşu'nda Kādirîhâne Tekkesi kapısı yanında, aynı mimar ve ustaların eseri olduğu hissedilen Topçubaşı İsmail Ağa Çeşmesi'nin suyunu getirtmesi ve başka önemli hayrâtı vardır.

* * *

Bu hikâyede halkın hayâl gücünün katkısı hissedilir. Fakat "gerçek", Unkapanı Köprüsü'nün Beyoğlu yakasındaki bitiş noktası olan Azapkapı'da, Sokollu Mehmed Paşa Câmii'nin hemen önünde bütün ihtişâmiyle ayakta durmaktadır. 

Sâliha Sultan Sebil-Çeşmesi'nin Seyyid Vehbî kaleminden Çıkma üç tarih kitâbesinin hattatı, Suyolcuzâde'ye göre Eğrikapılı Mehmed Râsim Efendi'dir.










Sebil'in Batı yönündeki          

Çeşmenin kitâbesi:

Menbâ'-î âb-ı zülâl-î merhamet

Lücce-î pür cûş-ı ihsân ü sehâ

Devha-î pür berk ü bâr-î saltanat

Şems-i ismet mâder-î zıll-î Hüdâ 

Vâlidê Sultan ki etmiş âlemê

Dest-i cûdun maksem-î âb-î atâ

Zikr ü fikri bâkıyât-î Sâlihât

Kârı hayrât-î hasendir dâimâFî sebîlillâh nîce âsâr edüb

Eyledî kesb-i rızâ-yı Kibriyâ

İşte ezcümlê bu dilcû Çeşme kim

Teşne-lebdir Hızr u İskender anâ

Câri hâfızlar gibî her lûlesi

Sûre-î Kevser okur subh u mesâ

Mâ-hasal bu âb-ı canbahşâ ilê

Oldu şâdan rûh-i pâk-î MustafâÂnı dâ cennette sîr-âb eyleyê 

Sâkî-î Kevser Aliyy-i Mürtezâ

Dîdiler âb-ı hayâtın vasfınî

Gûş edüb söylersin amma Vehbiyâ

Bâri bir mümtâz târih eyleyüb

"Vâlide Sultânın iç hayrîna mâ"

1145 (1732)










Sebil'n Doğu yönündeki Çeşmenin kitâbesi:

Hazret-i Vâlide Sultan yânî

Mâder-î Hazret-i Sultan Mahmûd

Matla'-î şems-i hilâfet ki anın

Fer'idir sâye-i Hallâk-ı vedûd

Amel-î Salihâdır sâ'yi müdâm

Kârıdîr kesb-î rızâ-yi Ma'bûd

Havz-ı himmet kereminden memlû

Feyz-i refet eserinden meşhûdİşte ezcümle bu âsârına bak

Lâzım ise eğer ityân-ı şûhud

Nîce kez yandı yıkıldı Galata

Gösterüb tab-ı ataş âteş ü dûd 

Kimse sû sepmedi illâ keremi 

Komadi teşne-leb-î tab-âlûd

Hacı A'mâ denilen semte edüb

Çeşme açmağa ilâc-ı bihbûdOldu bir hayra muvaffak ki olur

Ecri cennetteki havz-î mevrûd

Hem anın hem şeh-i devrânın ola 

Ömr-i Hızır ile zamânî memdûd

Oldu târihe sezâ ey Vehbî

"Çeşme- î Vâlide-î Han Mahmûd" 

1145 (1732)
















Sebil'in kitâbesi:

Vâlide Sultân-ı âlî-şân-ı himmet-meşrebin

Ayn-i cûdundan gel ey leb-teşne şîr ü şekker iç

Devr-i İskender'de olsa Hızr derdi gösterib

İşte mâ aynü'l-hayâtı buldum ey İskender iç 

Tıfl-ı müdrik lûlesin vermezdi sedy-i dâyeye

Dîseler ister su iç isterse şîr-i mâder içSû-be-sû gûyâ lisân-ı lûle ilê Çeşmeler

Çağlayub şerbet-fürûşân gibi derler anber iç

Sâhibü'l-hayrın duâsın sû gibî ezberle dêİşte sû işte sebil istr vüzû et ister iç

Vehbiyâ târihin işrab et atâş-ı ümmetê

"Gel sebîl-î Vâlide Sultan'dan âb-î Kevser iç 1145 (1732)


Klasik Türk Sanatları Vakfı'nın mensupları arasında bu güzelliği yakından incelememiş olanlar, Türk tezyînî sanatlarının değişik stillerdeki birleşimini bünyesinde sergileyen olağanüstü bir "güzellikler meşheri"ni mutlaka görmelidirler. Fotoğraf makineleri, mümkünse stampaj malzemesi yanlarında olmalıdır. Tercihan Cumartesi veya Pazar günleri ekip hâlinde gidilmeli ve uzunca zaman ayrılmalıdır. Çünkü Sâliha Sultan Sebil-Çeşmesi, Türk su mîmârîsini olduğu kadar, ecdâdımızın su'ya gösterdiği saygıyı, şi'r olarak, hat olarak, bezeme unsurları olarak, sınırsız sabır ve emeklerin beslediği, o "ibâdet" mesâbesindeki emek izleriyle anlatmaktadır. 

Lâle Devri'nin sonuna ait bu eserin anlatımını fotoğraflara bırakarak, ol gönül sultanlarının rûhlarına Fâtiha gönderelim. Yer yer yanlış restorasyon Çizgileri almış olsa da, Sâliha Sultan Sebil-Çeşmesi'ni bir zamanlarki harap hâlinden bugünkü durumuna getirenleri şükranla yâd edelim.


Yazı ve Fotoğraf : Hasan Âli Göksoy
Kaynak:Prof. Dr. Kâzım Çeçen; İstanbul'un Vakıf Sularından Taksim ve Hamidiye Suları; İstanbul 1992



Bu Kategoriden...