Herkesin yolu bir gün Edirnekapı'ya düşerse, Kariye Müzesi'nin hemen solunda aşağıya doğru indiğinizde karşınıza şirin mi şirin, pencerelerinde rengârenk sardunya sarkan, beyaz renkte ahşap bir evle karşılaşacaksınız. İşte burası ‘'Taner Alakuş Minyatür atölyesi'dir. Büyük emekler harcayarak yapılan bu bina değerli hocamızın Çalışma yuvasıdır.
Hocamla beraber geçen beş senemle, hep böyle bir yerin hayalini kurardı. Tüm arkadaşlarım ile beraber hocamızın bu hayaline kavuşmasında bir nebze katkımız olduysa ne mutlu bizlere. Bu atölyenin açılışı için tüm gücümüzle Çalıştık son ana kadar heyecan içindeydik. Bir aksilik yaşanmaması için Çok titiz davranıyorduk. En nihayet 12 Haziran Cumartesi günü erken giderek son Çalışmalarımızı gözden geçirdik. Her şeyin güzel olması için elimizden geleni yapmaya Çalıştık. Çünkü hocam buna layık bir insandı. Daima bizim yanımızda olan, tüm kaprislere katlanan, bizi bir hiç iken alıp bu düzeye getiren hocamıza bu yaptıklarımız az bile kalırdı. Yavaş yavaş akşama doğru misafirlerimiz gelmeye, Çiçekler, hediyeler gelmeye başlamıştı. Heyecanımız bir kat daha artmıştı. Küçük, şirin atölyenin tüm odaları misafirlerimizle dolmuştu. Herkes hem atölye ye hemde eserlere hayran kalmıştı.
Açılışı yapmak üzere tüm misafirlerimizi dışarı davet etmiştik. Sokak misafirlerimizle dolup taşmıştı. Bu kadar güzel kalabalığı hiç görmemiştim. Saat 18.00'da Ahmet Zeki Bey'in konuşması ve sevgili hocamızın kızı İklim'in Kurdeleyi kesmesiyle açılışımızı yaptık. İçeriye giren tüm hocalarımıza, dostlarımıza, sanatkârlarımıza hizmet etmek, bizim için yaşanılması en güzel duyguydu.
Canım hocam mutluluktan uçuyordu. Onun yüzünde bu ifadeyi görmek bana yeter de artar dı bile...
Bu günün akşamında bize bu güzelliği yaşatan Taner hocama, bana bu komitedeki arkadaşlarıma yardımda bulunan ve destek veren tüm kursiyer dostlarıma, bizi kırmayıp gelen tüm misafirlerimize teşekkür ederim.
Tüm sevdiklerim...
Bir gün yollarımız ayrılsa bile, minyatürün buluşturacağı bir yerde kavuşmak dileğiyle!...
ŞEBNEM GÖZDE