Klasik Türk Sanatları Vakfı

TEZHİP SANATçISI BELGİN TUNA

15.03.2010

BELGİN TUNA

Aslen Afyon doğumluyum. Babamın işi dolayısıyla Çocukluğum Bursa'da geçti. İlköğrenimimi de Bursa'da yaptım.

Evimizin İstanbul yoluna bakan odasında "Hayal Şehir" İstanbul'un masalsı hülyalarına dalarken, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın;

"Bursa'da eski bir cami avlusu, Küçük şadırvanda şakırdayan su
Orhan zamanından kalma bir duvar. Onunla bir yaşta ihtiyar Çınar."

Dizeleriyle başlayan o harika şiirini okuyarak teselli bulup, İstanbul'a olan merak ve özlemimi gidermeye Çalışırdım.

"Yeşil türbesini gezdik dün akşam,
Duyduk bir musîki gibi zamandan.
Çinilere sinmiş Kur'an sesini,
Fetih günlerinin saf neşesini."

Diye devam eden dizelerde de, zengin bir kültürün parçası olan coğrafyada yaşıyor olmanın da huzurunu hissediyordum.

Klasik sanatlara olan ilgim, Çocukluk yıllarıma dayanır. Kitap okumak en büyük keyfim idi. Babamın yönlendirmesi ile de daha ziyade tarihi romanlar ilgimi Çekiyordu. Mümkün mertebe okuyarak ve o zamanlar internet olmadığından, ansiklopedilerden araştırma yaparak kendimi yetiştirmeye Çalıştım.

Henüz Çocuk sayılabilecek yaştayken, bir yakınımın evinde ‘'Kalem Güzeli' isimli bir kitap gözüme ilişti. Kitaplara olan ilgimden dolayı, hemen incelemeye başladım. Kitabın görsel tarafının az olmasına rağmen oradaki her şey, hat yazıları, yazı kullanımındaki malzemeler, mürekkep ve aher yapımı ile ilgili bilgiler Çok ilgimi Çekmişti...

Zaman geçip de tezhip sanatının engin denizine daldığımda, bu sanata ilgimi Çeken o nadide eserin Prof. Uğur DERMAN Hocanın 1981 yılında neşretmiş olduğu ‘'Kalem Güzeli'nin ne kadar kıymetli bir eser olduğunu daha iyi idrak ediyorum...

Tezhip sanatına 2002 yılında Nur KÖSEOĞLU hanımdan kısa bir süre Çiçek tarama dersleri alarak başladım. 2003-2004 yılları arasında Emel TÜRKMEN hanımdan tezhip dersi aldım. Mecburiyet karşısında derslere devam edemedim. Çalışmalarıma az olan bilgim ile evde devam ettim. 2008 yılında Fatma ÖZçAY hocamın tezhip derslerine başladım, halen devam etmekteyim...

Şunu belirtmeden geçmek istemiyorum; Fatma hanımın tedrisine başlamamın sanat hayatımda yepyeni bir başlangıç oluşturduğunu, ufkumu fevkalade genişlettiğini düşünüyorum.

Osmanlı kültürüne, İstanbul'a eski yazılara, antikalara olan ilgi ve alakam tezhibe gönül vermem de Çok etkili olmuştur.

Kitap okumanın haricinde, el sanatlarına da meraklıydım, bir dönem makine ve el nakışı ile ilgilendim. Bir dönem iğne oyaları Çok ilgimi Çekti ve uzunca bir zaman, taa ki tezhibin uçsuz bucaksız dünyasına adım atıncaya kadar en Çok sevdiğim meşgale idi.

Kelam-ı Kibar'ı süsleme sanatı olan tezhip ile meşgul olmanın manevi hazzı ve ruhuma verdiği huzuru bu sanatla ilgilenenler Çok iyi anlayacaktır elbette.

Çok Çalışmayı gerektiren bir sanat olduğundan bütün vaktimi alıyor ve artık bütün hayatımı kaplıyor. Günler, aylar, yıllar geçip giderken zamanın nasıl geçtiğinin farkına varamıyorsunuz bile. Cenâb-ı Hakka; zamanımı böyle güzel bir sanatla geçirmemi nasip ettiği için Çok şükretmem gerektiğini düşünüyorum. Bunun için de normalden daha fazla Çalışmaya gayret ediyorum.

Mümkün olduğunca, ecdadımızın zirveye ulaştırdığı eski eserleri inceleyerek, hocalarımdan aldığım bilgilerle harmanlayarak, sanat adına güzel ve önemli, yıllar sonra hayırla yâd edilmeye sebep olacak eserler ortaya koyabilmek için her türlü meşakkati azimle aşmaya Çalışarak, mükemmele ulaşma yolunda sabırla ilerliyorum.

Tezhip; öyle bir âlem ki ‘'sonsuzluk aynaları' gibi uçsuz bucaksız, birbirini tekrar ediyor gibi görünse de hepsi birbirinden ayrı öyküler anlatır.

Bir koltukta, rumîlerle yaprakların birbirine nispet edercesine arz-ı endam etmelerini, bir köşede nefis bir Çiçek buketini, bulutların adeta dans ediyormuşçasına bir bütünü tamamladıklarını görmeniz mümkündür. Hele birbirinin içinden geçen dalların kıvrımları, girift gibi görünen helezonların ahenkli dönüşlerinde kaybolup gidersiniz. Gönlünüzün; güzeli arama yolunda, boşa kürek Çekmediğinizi hissetmesiyle bütün yorgunluğunuzu unutarak ruhunuzu dinlendirirsiniz.

Geleceğe dair ideallerim arasında, ömrüm vefa ederse bir Kur-an'ı Kerim'in tezhip Çalışmasını yapmak, bir de Peygamber efendimizi anlatan 63 adet Hilye-i Şerif'den oluşan bir koleksiyon oluşturmak ki; Temennim her birinin ayrı hattatlara ait olması ve hepsinin ayrı tarzlarda tezhip Çalışmalarını yapabilmektir. Gerçekleşmesi Çok zor gibi görünse de yine de karınca misali hiç olmazsa, bu gayenin yolunda ölmek nasip olur inşallah...

Bu sanatın icrâsının her aşamasından sonra, insan ruhunu terbiye ettiğini, gerçek sabrın ne demek olduğunu daha iyi müşahede ettim. İnsanlara karşı daha tahammüllü ve hoşgörülü olduğumu fark ediyorum.

Yakın Çevremde sanatın herhangi bir dalı ile ilgilenen hiç kimse yoktu. Fakat benimle birlikte kız kardeşimde bu sanatla ilgilenmeye başladı. Hâlihazırda da Çalışmalarımı evde birlikte sürdürüyoruz. Ailem de bize bu konuda her zaman gereken desteği vermiş olması elbette en büyük şansımız diye düşünüyorum.

Şairin dediği gibi; ‘'Yedi tepe üstünde zaman gergefini işler' Bizler de gelecek zamanlara, altınlı fırçalarımızla gönlümüzün yansımasını, hangi duvarları süsleyeceği meçhul levhalara işliyoruz. Bu güzelliklerin gölgesinde ruhumuzun huzura kavuşmasını temenni ediyorum ve teşekkürlerimi sunuyorum.

Henüz yolun Çok başındayım, bana bu güne kadar emeği geçen tüm hocalarıma Çok Çok teşekkür ediyorum...

S.Belgin TUNA

Belgin; her şeyden önce bir hocanın talebesinde arzu ettiği niteliklere sahiptir. Kendisine öğrettiklerimi hiç zorluk Çektirmeden başarı ile uygular. Yakın gelecekte Çok başarılı olabileceğine inandığım bir sanatkâr adayıdır.

Çalışmalarındaki titizlik ve özellikle karşısına Çıkan tezhip örnekleri üzerinde dikkatlice yaptığı inceleme ve araştırmaları, sanatını ciddiye aldığını gösteriyor. Bu da beni son derece memnun ediyor.

Belgin güçlü bir kişiliğe sahip ve azimli... Sebatla yoluna devam ederse, tezhip sanatına güzel eserler kazandıracağına inanıyorum. Bunu bütün samimiyetimle temenni ediyorum.

Fatma ÖZçAY



Bu Kategoriden...