Klasik Türk Sanatları Vakfı

USTA ÇIRAK MÜNASEBETLERİ ÜZERİNE

30.11.2010


İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Etkinlikleri dahilinde Klasik Türk Sanatları Vakfı’nın 2010 Yılı 15 Sergi Ve 15 Seminer Program içinde Prof. Dr. F. Çiçek Derman “Tezhip Sanatı Ve Usta Çırak Münasebetleri Üzerine” bir seminer verdi.
Konuşmasının başında vakfın programı dahilinde açılan “Bir Çiçek demeti” adlı öğrencilerinin eserlerinden oluşan sergi hakkında kısa bir bilgi veren Çiçek Hoca, sergide sergilenen 26 eserin seçimindeki kriterlere değinerek bu seçme işlemini Çiçek bahçesinden bir demet Çiçek koparmaya benzetti. Buna rağmen bu işlemin hiç de kolay olmadığını her Çiçeğin güzel oluşu nedeniyle bu seçimin zor olduğunu dile getirmiştir. Sergiyle ilgili açıklamasında hatları bezeyen tezhiplerin yanında eşya ve nesneler üzerindeki tezhiplere yer verilmesinin bu sanat dalında tek tip bir tasarıma bağlı kalınamayacağını dile getirmiştir.
Tezhip sanatın ne olduğu hakkında kısa tanımlar yapan Çiçek Hoca, bu sanatı iğneyle kuyu kazmaya benzeterek bu işlemin ancak sabır, sebat ve azim istediğini ifade etmiştir. Sanatta başarı kazanmanın süreklilik sağlamakla mümkün olacağına değinen Çiçek Hoca, tezhiple müzehhip arasındaki ilişkiyi bir anne ve Çocuk arasındaki ilişkiye benzeterek bu sanatın sanatçısıyla ne kadar birbirine bağımlı olduğunu göstermeye Çalışmıştır. Annenin Çocuğuyla olan sıkı bağlarının aynısı sanatçı ile sanatı arasında da var olmalıdır.
O, fırçanın tezhipteki önemini anlatırken sanatçının onunla ilişkisinin “Çala- fırça” şeklinde lalettayin olamayacağını, buna telaş ve aceleyle iş yapmanın neden olduğu ifade etmiştir. İhtimam ve sabrın fırçaya yansımasının önemini anlatan bu düşüncelerinde bir eserin yapımı esnasında hem usta hem de Çırağın zamanı aynı ölçü ve tutarlılıkta kullanması gerektiğini ortaya koymuştur. Uzun ömürlü eserlerin uzun emek istediğini bu açıdan zaman mefhumunun burada önem kazandığını dile getirmiştir. Bu ifadeleriyle tezhip sanatının bütün aşamalarının müzehhiplerin fırçalarını zamanında iyi değerlendirmeyle anlam kazanacağını söylemek istemiştir.
Çiçek Hoca konuşmasında tezhip sanatının profesyonel tarafının bazı Çıkmazlarına değinerek ortaya Çıkabilecek muhtemel olumsuzluklar konusunda müzehhipleri uyarmıştır. Profesyonel tezhibin başlangıcının XIX yüzyılda başladığını ifade eden Derman Hoca, müzehhiplerin hattatların beğenmeyip kenara bıraktıkları eserleri bezerek para karşılığı tezhibe başladıklarını söylemiştir. Tezhibin para karşılığında yapılmasında dikkat edilmesi gereken hususlara değinmiştir.
Tezhibin içeriğiyle ilgili açıklamalarında Çiçek Hoca, bu sanatın her zaman hat sanatıyla beraber olması gibi zorunluluk taşımadığını ısrarla vurgulamıştır. Yalnız başına bir tasarımda yapılan tezhibin birçok örneğinin bulunduğunu söylemiştir. Bu görüşleriyle sergide sergilenen bu tip tezhip örneklerine dikkat Çekmiş ve bezemelerin hat olmadan da yapılabileceğini söylemiştir.
Tezhip sanatında usta-Çırak veya eski tabirle üstad- tilmiz ilişkilerini anlatmaya başlayan Çiçek Hoca, bu konuda ilk önce Çırağın aynı usta ile öğreniminin sürdürmesinin önemini vurgulamış ve bunun aslında sanatta giderken yol değiştirilemeyeceği ilkesine dayandığını söylemiştir. Ona göre usta-Çırak ilişkisi uzun soluklu hatta bir ömür sürmesi gereken bir süreçtir. Bir Ömrün bile bu sürece yetmeyeceğini söyleyen Çiçek Hoca, ifadelerinde bu sanatın daha sonraki nesillere aktarılması için bunun önemini dile getirmiştir. Bu açıdan sanat bir evlat gibi her sanatçı tarafından gözetilip korunmalıdır. Bu da sanatın bir nesil değil bütün nesiller boyunca yaşaması için olmazsa olmaz bir şarttır.
Çiçek Hoca, tezhipte öğrenci seçim konusunda eski klasik yöntemlerin artık kullanılmadığını ve günümüzde bu metodun kullanılmamasının birtakım handikapları taşıdığını ve bunun da sanatta olumsuz olarak yansıyabileceğini söylemiştir. Ona göre öğrenci seçiminde ortaya Çıkan sorunlar özel Çalışmalarla aşılıp tezhipte başarılı bir seyir sağlayan eski klasik yönteme yaklaşılabilmek mümkündür. Klasik yöntemde kendi hocalarıyla ( Rikkat Kunt ve Süheyl Ünver ) olan usta-Çırak ilişkisini anlatan Çiçek Hoca bu konuda heyecan ve merakını kendisini nasıl etkilediğini anlatırken bu yöntemin önemini göstermeye Çalışmıştır. Usta-Çırak ilişkilerinde yaşanan maddi karşılığının geri planda olması gerektiğini ve ücretin öne Çıkması halinde usta-Çırak ilişkilerinin şevkini ve heyecanını kaybettireceğini ifade etmiştir.
Tarihte ve nakkaşhânelerdeki usta-Çırak ilişkilerine değinen Çiçek Hoca, klasik metodun sanatın gelişmesindeki önemine de vurgu yapmıştır. Tezhip eğitiminin modern manada ilk mektepleşmesinin “Medresetü'l-Hattatîn” sonraki adıyla “Hattat Mektebi” ile başladığını ifade eden Çiçek Hoca, tezhip sanatının bu gelişme sürecinin daha sonra özellikle 1960’larda kesintiye uğrayacak kadar zayıfladığını ancak Süheyl Ünver ve Necmeddin Okyay gibi büyük hocaların bu sanatların kaybolmaması, canlı tutulması ve geleneğin aktarılması için gösterdikleri gayret ve Çalışmalarının bu konuda önemli olduğunu anlatmıştır.
Eski hocaları bir özelliğine de değinen Çiçek Hoca, onların hayatları boyunca hiç bir sergi açmadıklarını ve eserlerini toplu olarak hiçbir şekilde teşhir etmediklerine dikkat Çekmiştir. Hocanın anlattığına göre bu sanatın eski hocalarının bir özelliği de metih etmek gibi bir davranışta bulunmamaları idi. Öğrencilerine bu yönde hiçbir övücü söz söylememişlerdi. Çiçek hoca, eski hocaların öğrencileriyle ilişkilerinde öğrenicinin üzerine düşen görev ve sorumlulukları yerine getirmede titiz ve hassas davrandıklarını ve bu konuda hiçbir taviz vermediklerini ifade etmiştir. Zira hocanın öğrencisi için vakti ayırdığına göre öğrencisinin de bu konuyu ihmal etmesi gerektiğini söylemiştir. Bu sorumluluk yeri getirilmediği takdirde hocanın öğrenci ile arasındaki ilişkilerin zedelenmesi mümkündür. Ona göre sanatçı hayatını feda edercesine davranmadığı sürece sanatta bir yere varması Çok zordur. Bu açıdan sanatın sanatçının hayatının bir parçası olması şarttır. Sanatta yeni eserler ortaya konulmasa bile eski yaptıkları eserlerin tashih ve düzeltilmesiyle meşgul olmak bile sanatın devamlılığını sağlayacak önemli bir unsurdur.
Bu nokta Çiçek Derman hoca klasik sanatlarda usta-Çırak ilişkilerinin olumsuz yönlerine değindikten sonra bu tip sıkıntıların yaşanmaması ve ilişkilerin güçlü tutulması için ilişkilerin dostâne hatta aile dostluğu seviyesinde Çıkarılmasına bağlı olduğunu söyleyerek ve kendisi bu konuyu hocası Necmeddin Okyay ile bu üst düzey aile dostluğunu yansıtan bir örnekle açıklamıştır. Onun bu konudaki muhabbet ve üstün ahlakî davranış ve anlayışını rahmetle yâd etmiştir.
Çiçek Hoca seminerin sonunda sanatı ahlakî ilişkiler Çerçevesinde değerlendirerek tezhibin insan ahlâkıyla ilgili olan yakınlığına değinmiş ve onun aynı zamanda ahlâkın bir bezemesi olduğuna vurgu yapmıştır. Ona göre bu bezeme yeterli olduğunda sanata da yansıyacaktır. Bu açıdan tezhipte usta–Çırak ilişkilerinin temelinde bu ahlâkî bezeme yatmaktadır. Ahlâkî güzelliğin ister istemez tezhibin güzelliğine de yansıması olacaktır.

Dr. Rıza Kurtuluş



Bu Kategoriden...