21 Mart 2017 Pazartesi günü akşam saatlerinde uzun zamandır üzerinde çalıştığımız Zerenderzer isimli tezhip sergimizin açılışı vardı. Fatma Özçay ve Salbek Sanat Tezhip Gurubu olarak her birimizin heyecanı doruktaydı. Biz talebe arkadaşlar aylar süren yoğun çalışmalarımızın neticesinin merakı ile içerisindeydik. Bendeniz ilk kez bir serginin ev sahibelerinden olacaktım ve son derece heyecan içinde kafamda düşünceler birbirini kovalıyordu. Acaba nasıl olacaktı, gelen olacak mıydı? Bir aksilik çıkar mıydı? Hocamızı mahcup etmeden her şey yolunda gidip açılış yapılabilecek miydi? Bu sorularla sabah oldu ve o saat gelip muhterem üstatlarımız Uğur Derman, Fatma Çiçek Derman, Doç. Dr. Halit Eren, Mehmet Özçay, Osman Özçay, Alparslan Babaoğlu, Zeki Kuşoğlu gibi kıymetli isimlerin kurdeleyi kesmesiyle bir rüya başladı sanki...
Gözlere ziyafet, gönüllere lezzet veren bir sergi olması için aylardır gece gündüz çalıştığımız eserlerimiz, nihayet sanatseverlerin seyrine çıkmıştı bütün şeffaflığıyla... Hocamızın şaheserleri hariç; dallar mı yamuktu, çiçekler mi soluktu, rûmîler mi yetersizdi , perdahlar mı fazlaydı, her şey ortada ve her şey sanatseverlerin ve hocalarımızın her türlü eleştirisine açıktı..
Her birimiz elbette icra etmeye çalıştığımız sanatın hakkını vermeye çalıştık. Elimizden gelenin en iyisini yapmak, yüksek kaliteli eserler üretmek ve hat olmadan da tezhip yapılabileceğine dair bir şeyler ortaya koymak hedeflerimiz arasındaydı. Ve tabi bütün bunların yanında talebeler olarak dokuz yıldır, yanımızda olan kıymetli hocamızın emeklerini karşılıksız bırakmadan önce onun takdirini alabilmekti..
Serginin genel olarak beğenilmesi ve çalışmamızla ilgili duyduğumuz her güzel söz bizim için büyük bir mutluluk olurken, her olumlu eleştiriyi de dikkate alarak yeni bir şeyler üretmek hevesi içimizde şimdiden kıpırdanmaya başladı bile.
Zerenderzer tezhip sergimiz yukarıda da belirttiğim gibi tam dokuz senelik bir birlikteliğin ve üç senelik bir çalışmanın ürünü..
İnsan sadece etten ve kemikten değil elbette. Milyonlarca duygunun kendi ruhunda harman olduğu en şerefli varlık.. Bu sanata gönül vermiş, bu deryada bir katre olma yolunda ilerlemeye çalışan biri olarak şunu söyleyebilirim ki; bir eserin her fırça darbesinde, her rûmînin kıvrımında, gönlümüzden geçen hissiyat mevcut..
Ortalama bir eserin tasarım süresi hariç sadece işleme süresi tempolu bir çalışma ile üç dört ay sürdü. Hayat akıp gidiyordu bu arada. Günler geceler birbirini kovalıyordu. Bazen hüzünle renkler boyanıyor, bazen keyifle tahrirler çekiliyordu. Herkes için geçerli olan bir gerçek; bu hayat elbet bir gün sona erecekti ve "Hayat kısa sanat uzun"du.
"Zerenderzer" altın üzerine altınla işleme anlamına geliyor. Bu dünyada nasibimize kıymetli bir meta olan altınla hemhal olmak düştü. Bunun hakkını vererek kıymetli yazılar süslemeye , bir yandan çok şık tezhip eserleri üretmeye çalışırken , sanatımızın ruhumuzun dışa yansıması olduğunu da unutmadan yaşamaya çalışmalıyız. " Hak ol ki Hüda mertebeni eyleye Ali" bunun için de gayret göstermeliyiz ki; Allah'ü Teala bu nimetlerin devamını nasip etsin inşallah
Fatma hocamız her zaman en üst seviyede eserler üretmemiz için titizlikle bizlere yol gösterdi. Çalışmalarımızdaki (varsa) başarının en büyük payının hocamıza ait olduğunu düşünüyorum..
Her zaman talebesi olduğum için onur duyduğum Fatma Özçay hocama bütün emekleri ve böyle güzellikleri yaşamamıza vesile olduğu için teşekkürü borç biliyorum.
Son olarak Fatma Özçay talebeleri; Ayşe Emine Sultan Çelik , Didem Özdağ, Firdevs Bakkal, Hale Nur Bakkal, Hatice Kırankaya, Haya Obaid, Mehtap Şahin, Mihriban Beyza Kaya, Nigar Öz,Nurcan Toprak, Selcen Belgin Balıkçı, Sibel Ak, Sümeyye İpkırmaz'dan oluşan Salbek Sanat Gurubu adına sergimizi ziyaret eden bütün hocalarımıza , sanatçı ve sanatseverlere sergimize gösterdikleri teveccüh, övgü dolu sözler ve sosyal paylaşımları için çok teşekkür ediyoruz.
Selcen Belgin Balıkçı