Fâtih devri hattatlarındandır.
Yazısı babası Edirneli Yahyâ es-Sûfi'den öğrenmiş olan Ali b. Yahyâ'nın hayatı hakkında fazla bilgi yoktur. Kabri Karacaahmet Mezarlığı'nda Hattatlar Makberesi denilen yerdedir. Şeyh Hamdullah'ın oraya defnedilmeyi istemesi de bundan dolayıdır.
Her cins yazıda üstat idi. Bilhassa celî-sülüs ve müsennâ yazılarda şöhret bulmuştur. Celî yazı sahasında bu sanatın en önemli merhalelerinden birinin mümessili olarak kabul edilmiştir. Bilinen imzalı yazılarının hepsi kitâbelerden ibaret olup bunlar Topkapı Sarayı (Sarây-ı Cedîd) Bâb-ı Hümâyun kapı kemeri aynasındaki müsennâ besmele ve ‘'inne'l müttekine...'' âyet-i kerîmesi, kapı kemeri üstündeki girift celî-sülüs inşa kitâbeleri ile yanda yuvarlak müsennâ ‘'nasrun minallah...'' âyet-i kerimesi ve Fâtih Camii'nin üç parçadan meydana gelen inşa kitâbesidir.
Taşa hakkedilmiş bu yazılarda kelime ve harflerin terkip, istif ve satıra dizilişlerinde büyük bir ustalık ve daha öncekilere göre bir tekâmül görülür. Baba oğul Yahyâ ve Ali es- Sûfi'nin celî-sülüs hattında açtığı çığır, XVIII. asrın sonuna kadar önemli bir gelişme göstermeden devam etmiştir. Ali es-Sûfi'nin sülüs ve nesih yazılarına tesadüf edilmemiştir.
BİBLİYOGRAFYA;
Gülzâr-ı Savâb, s. 47; Suyolcuzâde, Devhatü'l-küttâb, s. 83; Müstakimzâde, Tuhfe, s. 333; Habîb, Hat ve Hattâtân, İstanbul 1305,s. 126; Ayverdi, Fatih Devri Hattatları, s. 16;T A,II,84.İSAM
Müellif: Ekrem Hakkı Ayverdi
Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1989 yılında İstanbul'da basılan 2. cildinde, 458 numaralı sayfada yer almıştır.