Klasik Türk Sanatları Vakfı

Hacı Ahmed Kâmil Akdik

 

Ahmed Kamil Efendi 26 Cumâdel-ûla 1278 - 29 Kasım 1861 'de İstanbul'un Fındıklı semtinde doğdu. İlk tahsilini yaparken mektebin yazı hocası Süleyman Efendi'den hat meşketmeye başladı. Rüşdiye'yi bitirdikten sonra Dahiliye Muhasebesi'ne memur oldu. Bu arada Sami Efendi'nin derslerine dört yıl devam edip, sülüs-nesih yazılarından 1301/1884'de hilye yazarak icazetname aldı (TSMK-GY 325). Memuriyeti Divan-ı Hümayun Mühimme Kalemi'ne nakledilen Kamil Efendi, hocasının arzusuyla Kamil mahlasını Haşim'e çevirdi. Bu sebeple 1304/1887'den itibaren birkaç yıl müddetle Ahmed Haşim imzalı yazılarına rastlanır. Sonra tekrar Kamil mahlasına dönen san'atkarımız Divan-ı Hümayun'da tuğra çekmesini, divanî ve celî divanî yazmasını yine Sami Efendi 'den öğrenip, ertesi yıl namenüvisliğe getirildi. Bu vazifenin yanısıra, emekliye ayrılan hocasının yerine, Nişan-ı Hümayun Kalemi Mümeyyizi ve hutut-ı mütenevvia (= çeşitli yazılar) muallimi oldu. Hocalığına, 1322/1914'de açılan Medresetülhattatin'in sülüs-nesih, 1337/1918'de Galatasaray Sultanisi'nin rik'a dersleri de eklendi. 1341/1922 'de Babıali'nin lağvı dolayısıyle, Divan-ı Hümayun'daki vazifesinden emekliye sevk edildi. Harf inkılabına kadar Hattat Mektebi'nde faaliyetini sürdüren Kamil Efendi, 1355/l936'da Güzel San'atlar Akademisi'nde hüsn-i hat öğretilmesine müsaade verilince, tekrar hat hocalığına başladı; vefatına kadar, san'at hayatını verimli bir şekilde burada devam ettirdi. Biri 1351/1933, diğeri 1358/l940'de olmak üzere iki kere Kahire'ye davet edilen Kamil Efendi'nin Menyel Kasrı'ndaki Prens Mehmed Ali Paşa'nın yaptırdığı mescidde pek çok yazısı mevcuttur.

29 Cumâdel-âhire 1360/23 Temmuz 1941 gecesi Fatih (Gelenbevi)'deki evinde vefat eden Kamil Akdik, Eyüp Gümüşsuyu Kabristanı'na defnolundu.

Osmanlı tarihinde zaman zaman, kıdemi ve dirayetiyle önde gelen hattatlara verilmesi mutad olan " reisülhattatin" unvanı sonuncu defa, 10 Şevval 1333/21 Ağustos 1915'de Kamil Efendi'ye tevcih edildi. Hacı Kamil Akdik, ömrünün nihayetinde bile, perhizkar geçen bir hayatın mükafatı olarak, el titremesi ve görme bozukluğu gibi sıkıntılar çekmeden, güzide eserler bırakmıştır. Resmi vazifesinde, Divan-ı Hümayun protokoluna göre dıvani, celi divani veya rik'a hatları ile yazdığı menşur, berat, muahedename, tasdikname gibi evraktan başka, hüsn-i hat muallimi olarak hazırladığı meşkler de pek çoktur. Sülüs-nesih'le yazdığı kıt'a ve murakkaalar, hilyeler, Kur'an-ı Kerim'den bazı sure veya cüzler beğenilerek aranır; bir tek mushafı vardır. Bazı celi levha ve kitabeleri de mevcuttur, fakat celi sülüs'ü Sami Efendi mertebesinde değildir. Sami Efendi'den sonra "ikinci hoca ve mektep" olarak vasıflandırdığı, eski hattatların eserlerinden mürekkep kıymetli koleksiyonu da, kendisinin vefatından sonra, Topkapı Sarayı Müzesi'nce satın alınmıştır.